Kervancı

Bir kervan yola çıkmaya hazırlanıyormuş. Sahrada mı desem, Orta Asya’da mı desem, işte öyle bir yerlerde. Kervanın sahibi, zenginler zengini Alihan Bey’miş. Alihan Bey telaşla son hazırlıkları denetliyormuş. En kıymetli kumaşlar, ipekler, altından, gümüşten, sedeften paha biçilmez kaplar, kaçaklar, eşyalar, biber birer ve özenle denklere, bohçalara, sandıklara yerleştirilmiş. Seyisleri, muhafızları ve nice adamları, nice adamları, develeri, atları hazırmış.

Tam yola çıkılacak, ufak tefek çelimsiz bir adam koşarak gelmiş. Alihan Bey’e “Benim adım Veli; beni de alın yanınıza” demiş. Sonra aralarında şu konuşma geçmiş:

Alihan Bey: “Seni de alayım da senin ne hünerin vardır? Silah kuşanmasını bilir misin, seni muhafız yapalım.”

Veli: “Ben silah kullanmayı bilmem.”

Alihan Bey: “Seni seyis yapalım; attan deveden anlar mısın?”

Veli: “Vallahi hiç anlamam.”

Alihan Bey: “Aşçı yapalım o zaman; yemekten anlar mısın?”

Veli: “Yemek yemeyi severim de, pişirmeyi bilmem.” Alihan Bey: “Yıldızlardan anlar mısın? Seni mihmandar yapalım.”

Veli: “Karanlık gecelerde sırtüstü yatıp yıldızları seyretmeyi pek severim de, hangi yıldız hangi yönü gösterir, işte onu bilemem.”

Alihan Bey kızmış: “Kardeşim, hem elinden hiçbir iş gelmez hem de kervana katılmak istersin; bu nasıl iş?” demiş.

Veli şöyle karşılık vermiş: “Ben, seyis değilim, muhafız değilim, aşçı değilim, mihmandar değilim; satıcı veya muhasebeci de değilim. Ben sadece yiyen, içen, konuşan, düşünen, seyreden, keyif alan bir varlığım. Ekmeğinizi yersem, karşılığında ufak tefek işler yaparım. Ama büyük hünerler beklemeyin benden. Kervana alırsanız pişman olmazsınız.”

Alihan Bey’in aklı bu işe pek yatmamış. Ama tuhaf bir sezgi gelmiş içine. Bu adamı alırsam iyi olacak; kalbini kırmayayım, ha bir eksik ha bir fazla diye düşünmüş. Katmış Veli’yi kervana.

Neyse, lafı uzatmayalım, kervan yola çıkmış. Başlangıçta herşey yolundaymış ama günler geçtikçe işler değişmiş. Birkaç kum fırtınasına yakalanmışlar çölde. Ardından bir hastalık dadanmış hem adamlara hem develere. Bir de eşkıya basmaz mı kervanı.

Ne yükten eser kalmış, ne maldan haber. Adamlar desen, ya ölmüşler ya çil yavrusu gibi dağılmışlar dört bir yana.

Çölün sonlarına vardığında, Alihan Bey tek başınaymış. Bütün adamlarını, mallarını, develerini, atlarını kaybetmiş. Yan baygın geçirdiği bir gecenin sonunda, bir de gözlerini açmış ki, Veli yanı başında oturuyor. Bir tek o gitmemiş.

Alihan Bey “Herkes beni terk etti, sen niye gitmedin?” diye sormuş Veli’ye. Veli “Onların her birinin bir işi vardı; kimi seyisti, kimi muhafızdı. İş bitti, hepsi gitti. Benim bir işim yoktu; gitmem de gerekmedi.”

Alihan Bey: “Sağol da, ben şimdi ne yapayım? Malım mülküm gitti; yaşamam gereksiz şimdi.”

Veli: “Hâlâ yapabileceğin bir şey var.”

Alihan Bey: “Artık yapabileceğim hiçbir şey yok. Develerimi süremem, mallarımı satamam.”

Veli: “Yapabileceğin şeyler var. Bir süre yanımda kal ve bana bak. Ben senin varlığının, görünürde hiçbir işe yaramayan, ama aslında senin özünü oluşturan yanını gösteriyorum sana.”

Alihan Bey: “Nasıl yani?”

Veli: “Önce şu ağaçlardaki hurmalardan yiyelim ve şu kuyudan su İçelim. Bugüne kadar hep hasta olmamak için, ayakta kalıp malına mülküne sahip çıkabilmek için yedin. Bugün yalnız kendin için yiyeceksin. Bugüne kadar ya bir sonraki menzile kadar ya su bulamazsan diye düşünüp su içtin. Bugün yalnızca kendin için içeceksin. Ve gece sırtüstü yatıp yıldızları seyredeceğiz. Sen bugüne kadar, gece yolunu bulabilmek için baktın yıldızlara. Bu gece yalnızca kendin için bakacaksın onlara. Bugüne kadar sen, altınlar, sandıklar için yaşadın; kendini sandıklara kapattın.”

Alihan Bey: “Ben, malım mülküm olmadan hiç işe yaramam.”

Veli: “İyi de bu söyleyen, malı mülkü olan Alihan Bey mi, yoksa sadece Alihan mı? Bütün unvanlarının dışında, konuşan, düşünen, yiyip içen, dinleyen, seyreden bir sen var senin içinde. O seni, yani kendini unutma. Kendisi ile sahip oldukları arasındaki farkı unutan, sahip olduklarını kaybettiğinde, kendini boşlukta hisseder bu alemde.”
Üstün Dökmen/ Küçûk Şeyler

Kervancı” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s