Aynı degiliz belki biçimlenişte, ancak ayrı da degiliz birbirimizden.
Sadece 8 Mart’la sınırlı olmayan anlayışı;
Bozkırlardan, denizlere kadar Kadın Enerjisi taşıyan güçlü yanımızı; ANAdolu olduğumuzu, Ma’nın yani Tabiat ananın ayrımsız sevgisi ve şefkatiyle herbirimizin onun bağrından koparak, yaşam süren çocukları olduğumuzu hatırlayıp, öz değerlerimizle, sevginin temel gücünü daima hatırlayanlardan olmak düşü ile.
Ne erkek, ne kadın olmak, hatta ‘ne sen- ne ben olmak’ gerçek mesel!
Mesel şu ki; 1 bütünün parçaları olduğumuzu unuttuk. Kutsal ruhun özünden gelen, tekil çokluğu görerek, ayrımsız, koşulsuz sevgilere kucak açarak, aydınlık yarınlar için irademizi uyanık tutarak, sevginin, farkındalığın ışığını çoğaltan olabilmek gerek. Eksiltmeden – eksilmeden.
Hatırla’t!
“Hepimiz MAsal yaşamlarımızda, Ma’nın – tabiat ananın – özünde yol alıyoruz ve her birimiz bu anlamda birer ölümlü ya da ölümsüz Masal kahramanıyız.”
Seçimlerimiz MAsaldaki rolümüzdür. Masal yaşamlarımızda iyi ya da kötü kahramanlardan biri olmayı seçebilirsin, ancak sonsuz yaşayanlar Masalda sevgiyi erdemlilikle besleyen, iyilik, güzellik dolu izler bırakan ölümsüz kahramanlardır.
Yeni bir İNSanlık inşası için… Kendi birliğimizden evrensel bütünlüğe…Farkındalık, sevgi ve düş ile.
Evren’den ✍🏻©️