Büyüyorsun.
Her şeyi yaşadım ve çoğu şeyi anladım derken biri geliyor ve hiç yaşamadığın bir şey yaşatıyor, hiç anlamadığın bir şeyi hayat sana onunla anlatıyor… işte böyle büyüyorsun.
Ya yaşlanıyorsun ya da bedenine aldığın bilgiyi anlayıp büyüyorsun.
Sarsıntılarını küçük yaşayanlar ancak küçük, kısa, çelimsiz bir güneş görmez bina gibi içlerinde zar zor, sancıyla, sıkıntıyla hayat barındırırken, sarsıntılarını coşku ile yaşayanlar içinde bir sürü canlının yaşadığı, hayatın tarlalarında aktığı, güneşin topraklarında doğduğu ve ayın geceyi daima soyduğu bir çiftlik gibidiler…
Betonarme bir bina yığını olup hayatın içinde kaybolmak ya da hayatın tüm anlamlarının peşine düşüp bir çiftlik olmak sizin elinizde…
Çünkü insan neyi seçiyorsa ona layıktır. Anlamlı, iyi, sağlam seçimleriniz olsun ki anlamlara, iyiliklere, sağlamlığa layık olun!
Can sıkıntınızın, iflah olmaz alışkanlıklarınızın peşinden değil, gerçek tutkularınızın, arınmış merakınızın, hayatınıza hayat katacak insanların peşinden gidin.
Seçin!
Seçe seçe oluşturuyorsun kendini.
Adım adım, her kararda bir hücre ekleyerek kendine ve yapmayı seçtiğin her hareketin günün sonunda sana dönüşmesiyle.
Ben insanlara bakınca sadece bedenlerini değil, yaptıkları seçimleri görüyorum.
Gönlünüzün eksikliği sandığınız bir yalanı değil sizin için en iyi olanı seçin.
Kendinizi seçin.
Yıkılmayacak, sağlam, iradeli bir kişi olmayı seçin!
Azra Kohen