Yaşlı baba, ölüm hak, miras helal diyerek oğullarını yanına çağırır ve mallarını taksim eder. Geriye paylaşılmayan 17 deve kalır.
develerin yarısını büyük oğluna, üçte birini ortancaya, dokuzda birini küçük oğluna bırakır.
Çocuklar teşekkür eder.
Gün gelir, baba Hakk’ın rahmetine kavuşur. Çocuklar gayrimenkul ve menkulleri bölüşürler. Ancak develeri bir türlü pay edemezler.
17, ne ikiye, ne üçe, ne de dokuza bölünür.
Kardeşlerden biri, “develerden birini keselim” der.
Diğeri ise “devenin ölüsü değil bize dirisi lazım” diye karşı çıkar.
Soluğu, bilge kişinin yanında alırlar ve durumu anlatırlar.
Bilge kişi ise ” benim devemi alın ve ona göre kardeşçe pay edin” diye bir çözüm üretince
sevinerek, evlerine dönerler ve böylece 18 develeri olur.
18’i ikiye bölerler, 9’u büyük çocuğun olur, kalanı üçe bölerler, 6’sı ortancanın, ikisi ise küçük çocuğun olur.
Fakat yine bir sorun vardır. Bu kez 18. deve ortada kalmıştır. Yine bilgeye giderler. O da gülerek, “madem sorunu çözdünüz, benim deveyi bana geri verin” der.
Hikâyede anlatığı gibi, en zor anlarda bile her zaman bir çıkış noktası vardır. Kaosun olduğu yerde bile fırsat tohumları, yeşermek için bekler. Yeter ki soruna değil, çözüme odaklanalım. Çünkü sorunun içinde çözümler de saklıdır.