Kaplumbağanın yavaşlığına rağmen tavşanı yendiği hikayesini hepimiz biliriz. Hikaye bizlere yavaş olsa bile istikrarlı bir tutumun başarıyı getireceğini anlatmak ister. Yavaşlığa dikkat çekilmez, asıl burada önemli olan başarıdır.
Akram Ghasempour’un Mutlu Kaplumbağa kitabı ise yavaşlığa vurgu yapmasıyla fark yaratmakta. Kitabın hikayesi şöyle;
“kaplumbağa sabah uyanıp yavaş yavaş yürürken, güneşe selam verir. Yürümeye devam ederken mavi gökyüzüne, ağaçlara, erken kalkan ağaçkakana selam verir. Yavaşça nehre girer. Nehre ve içindeki balıklara selam verir. Burada serinleyip yoluna, selam vererek devam ederken, tavşan hızla yanına gelir. Kaplumbağaya neden koşmadığını, koşmanın çok zevkli olduğunu söyler.
Kaplumbağa düşünür. Hiç koşmamıştır hayatında ve bacakları buna uygun da değildir. Aklına tekerlekli bir araba yapıp, onunla hızlanmak gelir. Ağaçkakana gider ve yardım ister. Ağaçkakan dostu ona tekerlekli bir araba yapar ve sonunda kaplumbağa arabaya biner. Tekerlekler dönmeye başlar. Artık kaplumbağa çok hızlı gidiyordur. Ama bu hızla hiçbir şeyi göremediğini fark eder.
“Merhaba” demek için hiç zamanı yoktur !
Dostlarının, ağaçların, nehrin yanından hızlıca gitmeye devam eder. Araba daha da hızlanır. Kaplumbağa hızlı olduğu, kimseyi göremeden yola devam ettiği için çok mutsuzdur. İnmek ister ancak araba çok hızlanmıştır. En sonunda yokuş yukarı bir yolda araba yavaşlamaya başlar. Kaplumbağa iyice yavaşlayan arabadan aşağı iner.
Tekrar yavaş yürüyebildiği için çok mutludur. Etrafındaki hayvanlara, ormandaki ağaçlara mutlulukla bakar ve güneşin batışını izler.”
Düzenlenmiştir.
mavi lotus 
Farkındalıkla alakalı güzel bir yazı olmuş.
BeğenLiked by 1 kişi