Nuray Bartoschek’e ait bir dergide okuduğum ” Bir İnsan Neler Yapabilir ? ” isimli yazı, bir dostumun bana gönderdiği mesajla o kadar örtüşüyordu ki !…Yazı, hepimizin umutla beklediği sihirli değnekten bahsederek başlıyor ve bu sihirli değneğin aslında ” BİZ ” olduğumuzla devam ediyordu. Bu sihirli değneği doğru kullanabilirsek neler neler yapmazdık ki ? Sadece kendimizin değil, tüm ülkenin ve tüm insanlığın kaderini değiştirebilir, geleceğini etkileyebilirdik.
Genelde yaptığımız şey, ” Ben tek başıma neyi değiştirebilirim ki? ” düşüncesiyle, kendimizi aşağı çekmekten başka bir şey değildi. Oysa, yaşam dediğimiz, hepimizin içinde yer aldığı güzel bir yarıştı. Daima ileriye gitmek ise onun ana felsefesiydi. Koşullarımız ne olursa olsun kabullenerek ve bu koşulları daima ileriye götürerek; yalansız, dolansız, birlikte mücadele ederek, sevgiyle, aşkla, iyiye ve güzele …
Yazıda ayrıca, bir bale gösterisinden bahsediliyordu. Bir bacağı olmayan Çinli baletin, tek kola sahip bir balerinle yapmış olduğu muhteşem bir bale gösterisinden…Çiftin sahnedeki uyumu ve başarısı o kadar etkileyiciydi ki, ikisi adeta tek bedene dönüşüp, sanki birbirinin kolu, bacağı oluyorlardı.
Bu denli başarılı olmalarının sebebi neydi ? Bizlerden çok farklı ve üstün olmaları mıydı ? Hayır ! Sadece inanç ve güven…Başarma inancı ve kendilerine duydukları güvenle, olumsuzluklarına odaklanmak yerine, içlerindeki gücün ayırdına vararak, fiziksel engellerinin ötesine geçiyor ve o muhteşem gösterileriyle yaşamda kazanan olmayı tercih ediyorlardı.
Yaşamda önce karar vermek önemliydi, bu karardan sonra ise, yılmadan, yorulmadan, düşe kalka, başaramayacağımızı söyleyenlere kulaklarımızı tıkayarak, başaramayacağımızı bir an olsun düşünmeden kararımızın peşinden gidebilmek…
Çinli balet ve balerin, kazanan oluncaya kadar kimbilir kaç kez acı içerisinde aynı hareketleri yapmış, kimbilir kaç kez düşmüş ve kimbilir kac kez vazgeçmeden kalkmışlardı.
Köşemizde oturup, koşullarımızdan sızlanıp durmak, bize sadece vakit kaybettiriyordu. Oysa ki, koşulların değişmesi için çaba göstermediğimiz, bireysel olarak sorumluluklarımızın bilincine varmadığımız sürece, hiç kimse bize daha iyi yaşam koşulları ve daha güzel bir gelecek armağan edemezdi.
Evet elimizde çok önemli bir sihirli değnek vardı ve biz bu sihirli değneğimizle yaşamdaki tercihlerimizi ne yönde kullanmak istiyorduk?
Başka bir deyişle Çetin Altan’ın bir yazısında tanımladığı gibi yaşam denizinde nasıl bir tekne olmak istiyorduk?
Aslında hepimiz elimizde tuttuğumuz sihirli değneklerimizle, küçük bir kayık olarak, açıklara vurduktan sonra, gerçekte hiç de küçük kayık olmadığımızın bilincine varıp, keyifli ıslıklarla açık deniz teknelerine el sallayabileceğimizin farkında olmalıydık.
Yanılgılarımızdan doğan umutsuzluklarımız ve ” Ah keşkelerimizin kıskacı” nın bizleri çıtır çıtır kırarak, parçalayıp un ufak ettiğini anlamalıydık !
Resim: Stanislav Brusilov
Çinli çiftin bale gösterisi :