Deniz Kronometresi

” Eğitimde önemli olan, öğrencileri kendi adlarına düşünmelerini mümkün kılacak, düşünce süreçleriyle donatmak ve onları alışılmadık şekilde düşünmeye teşvik etmektir. ”

Aslında herkes farkında olduğundan daha fazla bir beceriyle doğar. Çok insan dâhi olarak doğar, ancak bazen eğitim ve geleneklerle birçoğu dehalarından edilir.

Okulĺarda ve üniversitelerde denenmiş, test edilmiş, onaylanmış teknikler öğretilir. Öğrenciler genelde okullara soru işaretleriyle girer ve sonunda nokta olarak çıkarlar.

Yürümeyi, ” Nasıl Yürünür” konulu bir kitaptan öğrenebilir miyiz? Yürümeyi öğrenirken, bir sürü zorlu süreçlerden geçeriz. Yürümeye çalışırken; düşeriz, ayağa kalkarız, ancak sonrasında tekrar deneriz. Onu öğrenmenin kuralı denemekten, pes etmemekten geçmektedir.

Bu nedenle hiçbir şeyin doğru yapılma şekli yoktur. Oysa ki doğrular genelde kendi doğru ve tercihlerimizle ilgilidir.

Harrison, mekaniğe çok meraklı bir marangozdu ve ahşap saatler üretiyordu. Yaptığı saatler o kadar sağlamdı ki, bugün bile çalışmaya devam etmektedir. 1730’da fırtınaya tutulmuş bir gemide bile doğru kalmasını sağlayan, benzersiz bir mekanizmaya sahip, deniz kronometresini icat etti. Bu kronometre, asırlarca sayısız denizcinin canına mal olan denizde boylamı doğru olarak çözdü.

Zamanı kullanarak boylamı hesaplamanın ilk şartı, iki farklı yerde saatin kaç olduğunu bilmekten geçiyordu. Harrison’un yaptığı ilk deniz saatinde, Romen rakamları saati, Arap rakamları ise saniyeyi gösteriyordu. Bu saat devrimci özellikleriyle yeni bir çağın başlangıcını simgeliyordu.

Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen ” Boylam Kurulu”nda bulunan Nevil Maskelyne saatlerin bir boylam bulma aracı olarak kullanılamayacağını söyleyerek, bu konuda verilecek ödülün Harrison’a verilmesini engelledi. Ancak daha sonra Kralın baskısıyla, Meclis ödülün sadece bir kısmını Harrison’a verdi. Böylece ölmeden önce yaşadığı derin haksızlığın telafisine bir ölçüde tanık olan John Harrison ödülü aldıktan kısa bir süre sonra 83 yaşında öldü.

Harrison kendi kendini eğitmişti ve saat yapımı konusunda hiçbir eğitimi yoktu.

Onun biyografisinde şöyle anlatılır :

“……Harrison alışılmış şekilde çıraklık yapıp işi bir ustadan öğrenseydi, böyle bir saati hayal etmeyebilirdi. Sadece ustanın ona öğreteceklerini öğrenir, ona öğretileni yapar, bu şekilde risksiz, başarısız olma tehlikesi olmadan çok da iyi para kazanırdı. “

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s