MASAL KOKUSU
Bazen yaşamın koşuşturması içerisinde yol alırken, doğanın da anlattığı masalları duymayız, görmeyiz.
Doğa da kendi masalını yazdırmıştır oysa dinleyicisine…
O zaman bazen kokusu ile ilginizi çekmeye çalışır o narin çiçekler; kokusunu masalla salarlar bu kez üzerimize.
Çekiciliğine dayanamaz bu kez de kokunun nerden geldiğine dönüp bakarız.
Köşe başında bir çiçekçinin önünde beyaz nergisler. Etkileyici kokusu ve güzelliği ile sadece yılın belli aylarında görebiliriz onları…
Nergis çiçeği adını, dünyada yakışıklılığı ile meşhur Narkisos’dan almaktadır. Yakışıklılığı ile meşhur ve bütün kızların hatta perilerin bile aşık olduğu Narkisos rivayete göre Karaburun’da yaşamaktadır.
Ne bir kıza ne bir periye yüz vermeyince, perilerden birisi Narkisos’u Zeus’a şikayet ederek, cezalandırılmasını ister.
Tanrı Zeus perinin bu yalvarışını ve isteğini kabul eder. Ve “Başkalarını sevmeyen kendisini sevsin” diyerek onu cezalandırır.
Narkisos bir gün göle su içmeye iner ve göle eğildiği anda kendi yansımasını suda görerek aşık olur. Kendisine o kadar aşık olur ki, kendisine bakmaya karşı koyamaz. Gölde bir gün yine kendisine bakarken, dengesini kaybederek suya düşerek ölür.
Bunu gören kızlar ve periler, hayran oldukları Narkisos’u sudan çıkarmak isterler. Ancak o yoktur ve o sırada suyun içerisinde sadece bir çiçek belirir. Çiçeğin rengi ve kokusu o kadar güzeldir ki, çiçeğin adını Narkisos koyarlar.
İşte kokusunu üzerimize salan o çekici çiçek bu hikaye ile isimleşir ve ilhamıyla, zarifçe aramızda dolaşır…
Evrenden