Roma’nın ölümsüz İmparatoru Marcus Aurelius’un hiçbir zaman yanından ayırmadığı o çok özel görevlinin kesinlikle yapmak zorunda olduğu çok özel bir görevi vardı. İmparatora ” insan olduğunu unutturmamak…”
Marcus Aurelius, halkının karşısına çıktığında ya da halkının arasında yürüdüğünde kendisine yüksek sesle yapılan övgülerin etkisinde kalmamak için yanından ayırmazdı bu özel görevliyi. Çünkü o kişinin hemen uzanıp, ” Unutmayın, siz bir insansınız” diyeceğini ve kendisini, halkın aşırı sevgi ve övgü dolu sözlerinin etkisi altında kalmaktan kurtaracağını biliyordu.
Marcus Aurelius, imparator olduğunu değil, insan olduğunu önemsiyordu ve bu önemli görevi gölgeleyebilecek her sözün, alkışın ve davranışın etkisinden kendini uzak tutmaya çalışıyordu.
Roma tarihi uzmanı Gibon, “Marcus’un tek amacının, halkının mutluluğu olduğunu ” söylemiştir. Marcus Aurelius gündüzleri elinde kılıç ve ordusuyla, geceleri elinde kalemi ve düşünceleri ile sürdürdü savaşlarını.
Yaşamında dünyanın en büyük imparatoru ve ölümsüz olma özelliğini, insanlığı aydınlatıyor, insanlığı yönetenlere ” insan olmayı öğretiyor” özelliğiyle kazanmıştır.
Her zaman; sanki o an ölecekmişim gibi konuşmalı, düşünmeli ve hareket etmeliyim diyerek sürdürdü yaşamını.
Bütün yetkilerini senato ile paylaştı. Yargıya özel bir önem verdi. Rüşveti, dolandırıcılığı etkisizleştirdi. Kadın erkek ayrımına karşıydı.
” Kendime Düşünceler” kitabı, İmparator olduktan ölene kadar yazdığı iç konuşmalardı.
” Kendime Düşünceler” i Cumhuriyet’in öncü kadın öğretmenlerinden Semiha Cemal 1932 yılında Türkçe’ye çevirdi.
Hastalandığında, kendisi için göz yaşı döken dostlarına ölüm konusundaki düşüncelerini şöyle açıklıyordu :
” Eğer atomlardan oluşuyorsak, ölüm dağılmadır, fakat öyle değilse tükenme ve başka yere göç etmedir.”
Marcus Aurelius insanlığını hiçbir zaman unutmadı. Yanından ayırmadığı özel görevli kişinin sözünü, şimdi kendisi fısıldıyor bütün insanlığa,
” Unutmayın siz bir insansınız …”
mavi lotus 